Mariana Çukuru: Okyanusun En Derin Noktası – Mariana’nın Sırları

Mariana Çukuru: Okyanusun En Derin Noktası – Mariana’nın Sırları
Mariana Çukuru Nedir?
0

Mariana Çukuru Nedir?

Dünya’da bu zamana kadar bilinmekte olan en en derin nokta Mariana Çukuru olarak kayıtlara geçmiştir. Bu çukur, Pasifik Okyanusu’nda Japonya ve Endonezya arasında, Guam Adası ve Mariana Adaları’nın güneybatısında yer almaktadır. Mariana Çukuru, Mariana Adaları’ndan adını alırken, uzunluğu yaklaşık 2.550 km ve genişliği 69 km civarındadır. Bu çukurun en derin noktası ise Challenger Deep adı verilen bölgede bulunmaktadır ve derinliği 10.994 metreye kadar ulaşmaktadır. Bu derinlik, bugüne kadar ölçülmüş en derin nokta olarak kayıtlara geçmiştir.

Challenger Deep çukurunun derinliğini daha somut bir şekilde anlatmak gerekirse, 10.000 metre neredeyse troposferin sonuna ve uçakların uçtuğu yüksekliğe denk gelmektedir. Ayrıca, Dünya’nın en yüksek dağı olan Everest Dağı (8.848 m) bu çukurun dibinden başlasaydı, zirvesinin üzerinde 2,1 km daha su kütlesi olurdu! Ancak ilginç bir bilgi olarak, Challenger Deep hala Dünya’nın merkezine en yakın nokta değildir, çünkü ekvatora çok daha yakındır.

Mariana Çukuru ile ilgili olarak, basında çukura düşen bir Türk hakkında haberler yer almıştır. Gemi, 21 Ekim günü Japonya açıklarında Büyük Okyanus’ta ilerlerken, mürettebatta yer alan 26 yaşındaki Cemil Çakır, dünyanın en derin noktası olarak kabul edilen Mariana Çukuru’na 11 bin metre derinliğe düşmüştür. Ancak yaklaşık 9 saat süren arama-kurtarma çalışmaları sonucunda herhangi bir sonuç elde edilememiştir. Mariana Çukuru nerededir? Mariana Çukuru’na inen oldu mu? Dünya’nın en derin noktası olan Mariana Çukuru’nda hangi canlılar yaşar? Mariana Çukuru adını nereden almıştır? Dünyanın en derin çukuru olarak kabul edilen Mariana Çukuru hakkında daha fazla bilgi edinmek için içeriğimizi okumaya devam edebilirsiniz.

Mariana Çukuru: Dünyanın En Derin Gizemi

Mariana Çukuru, 1951 yılında Challenger 2 adlı bir gemi tarafından yapılan incelemeler sonucunda tesadüfen keşfedilen dünyanın en derin çukurudur. Araştırmacılar, denize bıraktıkları bir sondanın 10.863 metre derinliğe düştüğünü fark ederek, Mariana Çukuru’nu keşfetmişlerdir. Bu çukurun detaylı incelemeleri sonucunda, bu noktanın 10.994 metre derinliğinde, 2542 metre uzunluğunda ve 69 metre genişliğinde olduğu ortaya çıkmıştır. Mariana Çukuru, dünya üzerindeki en derin nokta olarak kabul edilmekte olup, diğer bir adıyla Challenger Çukuru olarak da bilinir.

Çukurun bu kadar derin olması nedeniyle hala pek çok bilinmeyen detay barındırmaktadır ve her zaman gizemli bir yer olarak kalmıştır. Mariana Çukuru’nun dip noktalarındaki basınç, yüzeydeki basıncın neredeyse 1000 katı kadar fazladır.

Mariana Çukuru, coğrafi olarak Büyük Okyanus’ta konumlanmıştır. Guam Adası’nın güneybatısında, Japonya ve Endonezya toprakları arasında yer almaktadır ve bu iki ülkeye eşit uzaklıkta bulunur. Mariana Çukuru, 11° 24 Kuzey enlemi ve 143° 16 Güney enlemi koordinatlarında yer aldığı için turistler için de büyük bir ilgi odağıdır.

Mariana Çukuru‘nun Oluşumu

Dünya’nın en derin noktası kabul edilen Mariana Çukuru, büyük ölçüde levha hareketlerinin sonucunda meydana gelmiştir. Bu çukur, Pasifik ve Filipin levhalarının karşı karşıya geldiği ve etkileşime girdiği bir bölgede bulunur. Pasifik Levhası, Filipin Levhası’nın altına doğru ilerleyerek bu çukurun oluşmasına neden olmuştur.

Her iki levha da kuzeybatı yönünde hareket etmektedir, ancak Pasifik Levhası, Filipin Levhası’ndan daha hızlı hareket etmektedir. Bu hızlı hareket nedeniyle Pasifik Levhası, Filipin Levhası’nın altına girmiş ve bu bölgede büyük bir basınç oluşturmuştur. Bu yoğun basınç, çevresinde sık sık şiddetli depremlere yol açmıştır.

Mariana Çukuru’nun oluşumu, Dünya’nın kabuk yapısının karmaşıklığını ve levha hareketlerinin doğal sonuçlarını gösteren önemli bir örnektir. Bu çukur, deniz tabanının derinliklerindeki olağanüstü bir jeolojik fenomen olarak bilinir ve bilim insanlarının doğanın gizemlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmuştur.

Mariana Çukuru’nda Yaşam

Mariana Çukuru’nun yaklaşık 11 kilometre derinliğindeki 1.086 bar basınç altında hayatın varlığı oldukça ilginç bir konudur. Bu yüksek basınç, normal şartlarda hayatta kalmak için zorlu bir ortam gibi görünse de, bazı canlılar bu ekstrem koşullara uyum sağlamıştır.

1960 yılında Trieste adlı bir batiskaf ile Challenger Deep’e inen Jacques Piccard ve Don Walsh, bu çukurun derinliklerinde pisi balığı benzeri bir canlı gördüklerini açıkladılar. Ne yazık ki, bu canlının görüntüsü elde edilememiş olsa da, Challenger Deep’te canlıların yaşadığı biliniyordu.

Mariana Çukuru’nda hayatın nasıl mümkün olduğu sorusu, bu canlıların yüksek basınca nasıl adapte olduğu ile ilgilidir. Örneğin, çukurun derinliklerinde kalsiyum sadece çözünmüş halde bulunabilir, bu nedenle omurgalı bir canlının kemikleri çökerdi. Bu yüzden Mariana Çukuru’nda yaşayan canlılar, omurgasız veya tam anlamıyla omurgasız olan türlerdir.

Bunlar arasında Pseudoliparis amblystomopsis adı verilen bir snailfish türü bulunur. Bu balıklar, 7.700 metreye kadar yaşayabilirler ve Challenger Deep’in daha derin bölgelerinde de görülmüşlerdir. Ayrıca, Mariana Çukuru’na yapılan inişlerde 5.000 metre derinliğinde yaşayan rat tail türleri, 10 cm’yi aşan boyutlarda tek hücreli xenophyophore’lar ve 6.000 metre civarında yaklaşık 20 cm boyunda dev amfipotlar keşfedilmiştir. Bu canlıların, çukurun mineral açısından zengin olduğu ve bu nedenle bu ortama adapte olduklarına inanılmaktadır.

Mariana Çukuru’nda yaşayan birçok balık türünün yüzyıllık ömürleri olduğu da bilinmektedir. Bu canlıların prehistorik dönemlerden bu yana evrimleşmedikleri ve nesiller boyunca değişmedikleri konusu ise bilim insanları arasında hala tartışma konusu olmaktadır.

Mariana Çukuru’nun Keşfi: Denizlerin Gizemli Yüzü

Mariana Çukuru’nun keşfi, denizlerin gizemini çözmeye yönelik önemli bir dönemin başlangıcını işaret eder. Mariana Çukuru, 1872-1876 yılları arasında gerçekleştirilen Challenger seferi sırasında keşfedildi ve bu sefer modern okyanus biliminin başlangıcını temsil eder. Bu sefer, o dönemde okyanusların özellikleri, deniz suyunun kimyası, akıntılar, denizlerde yaşayan canlılar ve deniz tabanının jeolojisi hakkında bilgi toplamak amacıyla düzenlenen ilk bilimsel sefer olarak kabul edilir.

HMS Challenger adlı İngiliz gemisi, laboratuvarlar ve çeşitli bilimsel ekipmanlarla donatılmış bir şekilde denize açıldı. Bilim insanları, bu 4 yıl süren seyahat boyunca 70.000 milden fazla yol katetti. Bu sefer sırasında, bilim insanları ilk kez okyanus derinlik haritalarını oluşturdu, akıntılar ve sıcaklık haritaları çıkardı ve yaklaşık 4.000 yeni canlı türü keşfetti. Challenger seferinin en önemli sonuçlarından biri, Mariana Çukuru’nun keşfedilmesi oldu ve bu, yeryüzünün en derin noktası olarak kabul edilen bu çukurun gizemini aydınlattı.

Mariana Çukuru’nun derinliğini ölçmek için kullanılan sonar (SOund NAvigation and Ranging) teknolojisi ise 1900’lerin başında ortaya çıktı. Bu teknoloji, I. Dünya Savaşı sırasında denizaltıların konumunu belirlemek amacıyla kullanıldı. Ses dalgaları suya gönderilir, belirli bir yüzeye çarpar ve geri döner. Bu sayede ses dalgalarının gönderilmesi ve geri dönmesi arasındaki süreye bakılarak yüzeyin derinliği hassas bir şekilde hesaplanabiliyor. 1951 yılında Mariana Çukuru’nun en derin noktası olan Challenger Deep, HMS Challenger II adlı gemi tarafından echo-sounder ile keşfedildi. Bu noktaya, geminin adına ithafen “Challenger Deep” ismi verildi.

Mariana Çukuru’nun keşfi, denizlerin bilinmeyen sırlarını çözmek için yapılan büyük keşiflerden biri olarak tarih sayfalarında önemli bir yer tutar.

Paylaş